The Stay, Blackdove’un Türkiye’deki ilk sergisine ev sahipliği yapıyor

Dijital tuval tasarımı alanında global Amerika merkezli dijital sanat platformu olan Blackdove, Türkiye’deki ilk sergisini The Stay’in sanat ve tasarım odaklı oteli The Stay Boulevard Nişantaşı’nda açtı. Dünyaca ünlü sanatçıların eserlerini buluşturan özel sergi, otelin sergileme alanında Ocak sonuna kadar ziyaret edilebilecek. 

 

İçinde bulunduğu lokasyonların kültürünü yansıtan mimari yapılara değer katarak yaşam stili belirleyen The Stay grubunun en yeni oteli The Stay Boulevard Nişantaşı, çok özel bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Sanat, kültür ve yüksek tasarımı bir araya getiren The Stay Boulevard Nişantaşı, dünyada dijital sanat ve sanat teknolojileri denilince akla gelen ilk marka olan Blackdove’un Türkiye’deki ilk sergisiyle sanat severleri buluşturuyor. Dünyaca ünlü yeni medya sanatçıların eserlerini Blackdove ekranlarında buluşturan sergi 3 ay boyunca ziyaret edilebilecek. Sergide, Lorem (Lukas Bruhn), Selay Karasu, Kaya Hacaloğlu, Ecem Dilan Köse, OZ (Ozan Özçelik) ve Maxim Zhestkov gibi dünyaca ünlü dijital sanatçıların 18 eseri dijital tuvallerde görüntüleniyor. Dijital sanat eserlerinin tüm renkleri, canlılığı ve büyüleyiciliğiyle yansıdığı premium dijital platformu, Blackdove, bu sergiyle ilk defa Türk sanat severlerle Blackdove’un tüm ayrıcalıklarını tanıştırma hedefiyle çıktıkları yolculuğa güçlü bir başlangıç yapıyor. 

 

The Stay Kurucu Ortağı ve CEO’su Ali İspahani Blackdove sergisi ile ilgili; “The Stay olarak içinde bulunduğumuz lokasyonlara değer katmayı çok önemsiyoruz. Sanat, tasarım ve mimari gibi farklı disiplinlerin en seçkin örneklerini sürdürülebilir bir yapıda sunuyoruz. The Stay grubunun 5.oteli The Stay Boulevard Nişantaşı için Blackdove sergisi ayrı bir anlam taşıyor. Grubumuzun özgün dokunuşunun her detayında hissedildiği otel, marka DNA’mızın yansıttığı sanata verdiğimiz önemin en dikkat çekici yansıması. Otel içindeki 300’den fazla sanat eserimizle Nişantaşı’nın önemli sanat noktalarından biriyiz. Aynı hassasiyetle Blackdove’un Türkiye’deki ilk sergisine ev sahipliği yapmak bizim için mutluluk verici” dedi. 

 

Hem sanatçı hem koleksiyoner için farklı bir deneyim

Heryerde.co kurucu ortağı ve Blackdove Türkiye Yöneticisi Kaan Gençsoy, sergiyi “Bu galeriyle Türk dijital sanat severleri Blackdove ile buluşturup bu benzersiz deneyimin bir parçası yapmak istiyoruz. Önümüzdeki dönemde hayata geçireceğimiz benzer iş birlikleri ile sanat faaliyetleri, sanatçılar için yeni bir platform ve sanat severler için farklı deneyimler sunmaya devam etmek istiyoruz. Türkiye’de öncelikli hedefimiz mimarlık ofisleri, oteller ve galeriler üzerinden sanat severler ile buluşarak bir Blackdove toplumu yaratmak ve kullanıcılara ayrıcalıklar sağlamak.” sözleriyle yorumladı. 

 

Maxim Zhestkov ‘Borders’ isimli 4 dakikalık eseri sanatçının dijital heykellerin gerçekliğimize entegrasyonunu araştıran ilk projesi. Minimalist kutulara yerleştirilen ve insan perspektifinden görülen dijital heykeller doğal olarak onunla sınırlanıyor. Dijital dünyalardaki nesneler, bilişimizin bu sınırlarına uyum sağlıyor ama aynı zamanda, onlar ve bizim aramızdaki farkı vurgularlar ve insanlarla yalnızca ekranın kaçınılmaz bir zarı aracılığıyla etkileşime girebilirler.

 

Dünyanın her yerinde sanatsal çalışmalarda bulunan şu anda Almanya'da yerleşik dijital sanatçı Lorem, sergide Portals koleksiyonundan 6 eseriyle yer alıyor. Lorem, koleksiyonuyla dertlerimizin, zihinlerimizin ve zamanımızın olmadığı mekanlar yaratıyor, gerçeğin huzurla bulanıklaştığı yeri betimliyor. Sanatçının eserleri; The Line, Liquid Monolith, Gradient, Vivid I, II, II, BARS I, II, II ve PORTAL isimlerini taşıyor. 

 

Sanatçı OZ'un yeniden yorumlama projesi NFT RENAISSANCE da sergideki eserler arasında yer alıyor. Seri, geleneksel şaheserleri modern dijital sanat metaformlarıyla uyarlamayı amaçlıyor. Solitude, Escape, Circle of Art, Wanderer of Ether, Execution, VR Addicts, Future Window, Summer ve Dreams of Vincent serideki eserleri oluşturuyor. 

 

Sergide yer alan sanatçılar arasındaki Selay Karasu, multidisipliner bir sanatçı ve yaratıcı yönetmen. Soyut bir bağlam ve spektrumda ‘generative art’ üzerine yoğunlaşan sanatçı, bilime olan hayranlığı ve merakını merkeze alarak dijital sanat ve kod aracılığıyla bilim odaklı konuları somutlaştırmak üzerine çalışıyor. 

 

Kaya Hacaloglu’nun eseri Agâh Ağaç 'video resim' olarak adlandırılan çalışmalardan oluşuyor. İki farklı coğrafyada fotoğraflanan, birbirinden ayrı iki türe ait ağacın gövde ve beden fotoğraflarından yaratım sürecine girmiş, kompozisyonlar. Agâh Ağaç, Kaya Hacaloğlu ve çalışma arkadaşı Leyla Atavi ile ortaya çıkmış bir eser. 

Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

deneme bonusu veren siteler
Salt Likit istanbul psikolog instagram takipçi satın al yangın merdiveni